PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK
PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK
Amerikan Psikoloji Birliği’nin tanımına göre psikolojik sağlamlık; zihinsel, duygusal ve davranışsal olarak dış ve iç koşullara ve zorlu yaşam deneyimlerine başarılı bir şekilde uyum sağlama süreci ve sonucudur. (APA Dictionary of Psychology). Boşanma, iş kaybı, kayıp/yas, tıbbi acil durumlar, doğal afetler, finansal konular, hastalık gibi üzücü ve stresli durumlar psikolojik dayanıklılığımızın bir bakıma test edildiği yaşam olaylarıdır. Psikolojik dayanıklılığa sahip kişiler, hayatın bu tip zorlukları ile başa çıkabilmek için kişisel becerilerini ve güçlü yanlarını kullanabilirler. Psikolojik dayanıklılığımızın yüksek olmadığı zamanlarda ise bu yaşam olayları, olması gerekenden çok daha zor bir süreç geçirmemize ve hastalanmamıza neden olabilir.
Psikolojik dayanıklılığı yüksek olan insanlar, sağlıksız başa çıkma stratejileri kullanarak duygularını bastırmak, sorunlardan kaçmak yerine, hayatın zorlukları ile içerisinde bulundukları duruma göre esneyerek uygun bir baş etme stratejisi geliştirirler.
Psikolojik sağlamlığı yüksek kişilerin;
Kendi kaynaklarının farkında olduğu, problem çözme, dikkat ve adapte olma yeteneklerinin gelişmiş olduğu, gerçekçi yaşam amaçlarının olduğu, öz-yeterlilik, öz-denetim, öz-saygı, öz-güven ve özerkliklerinin gelişmiş olduğu, duygularını düzenleyebildikleri, duygularının farkında olup onları bastırmadıkları, iyimser ve ümit var kişiler oldukları, kendilerini oldukları gibi kabul ettikleri, mizah anlayışlarının olduğu, pozitif duyguları daha çok yaşadıkları, maneviyat sahibi oldukları, değiştiremeyecekleri şeyleri kabullendikleri, fiziksel olarak aktif kişiler oldukları ve başlarına gelen olayların geçici olduğunun farkında oldukları gözlenmiştir.
Değişen Yaşam Koşulları
Tüm dünyayı etkisi altına alan ve rutin akışı etkileyen korona virüs salgını gibi zorlayıcı olaylar insanın biyolojik, sosyolojik ve psikolojik alanını olumsuz olarak etkilemektedir. Özellikle travma etkisi yaratan ruhsal etkiler bireyin temel ihtiyacı olan “güven” duygusunu zedeleyerek gelecek kaygısı oluşturmaktadır.
Kaygı duygusuna genel olarak baktığımızda tıpkı diğer duygularda olduğu gibi kişiye katkı sağlayan bir fonksiyonu vardır. Gerçek olaylar karşısında korku duymak kişiyi tehlikelere karşı koruyan doğal bir yapıdır. Zorlayıcı durum ortadan kalktığında “ya tekrar olursa” ya da “tekrar aynı şey olmasın” gibi bir endişe ile devam eden korku ise kaygıya dönüşebilmektedir. Günlük yaşamsal streslerde kişinin kolayca kaygı yüklü düşüncelere kapılması ruh ve beden sağlığı açısından dikkate alınması gereken önemli bir durumdur. Özellikle kaygının bulaşıcı olduğu düşünüldüğünde kişinin yakın çevresi ve çocukları bu durumdan çok etkilenmektedir. Çocukların küçük yaşlardan itibaren kaygılı ebeveyn tutumları altında büyümeleri yetişkin yaşamlarına yansıyacak bir yapı oluşturabilmektedir.
Bu nedenle art arda yaşanan olumsuz yaşam olaylarını dikkate aldığımızda her geçen gün duygusal dayanıklılığımızı ve ruh sağlığımızı korumak daha da önemli hale gelmektedir.
Psikolojik sağlamlığı artırmanın yolları;
Ø Kendinize ve çevrenize karşı iyimser bir duygu ile olumlu ve güçlü yönlerinizi fark edin. Özelliklerinizi fark etmek değişimin ilk adımıdır. Ayrıca olumsuz düşünceler sarmal şekilde etrafınızı sardığında bu düşüncelere yoğunlaşmayı durdurmaya çabalamalısınız.
Ø Yaşamın mutlak doğrulardan oluşmadığını bilin. Olumlu olumsuz yanlarıyla hayat bir bütündür. Bu nedenle stres ve endişe yaratan olayların olmasına engel olamayacağınızı kabul edin. Ancak esnek bakış açısı ile olaylara karşı verdiğiniz tepkileri değiştirebilirsiniz.
Ø Öz-bakıma yönelik becerilerinin kalitesi de psikolojik dayanıklılığı olumlu yönde güçlendirir. Düzenli yaşam, 8 saat uyku, dengeli beslenme, düzenli egzersiz gibi.
Ø En zor durumlarda size neyin iyi geldiğini tespit etmeye çalışın. Örneğin en son ne zaman kötü bir şey yaşadınız ve bununla nasıl başa çıktınız? Cevabını bulmaya çalışın. Geçmişte yaşadığınız olayla ilgili “…keşke olmasaydı” , gibi düşüncelerin odak noktanızı dağıtmasına izin vermeyin. Sizi zorlu zamanda ayağa kaldıranın ne olduğuna odaklanın.
Ø Size iyi gelecek günlük rutinlerinizi belirleyin. Bir arkadaş, kitap, film veya gezi gibi. Bu rutinler sizin odak noktanızı değiştirerek özellikle iyimser bir bakış açısı kazanmanızı sağlayabilir.
Ø Aileniz ve yakın çevrenizle sosyal ilişkilerinizi güçlendirin. Sosyal ilişkiler psikolojik sağlamlığı artırmak için her zaman en iyi destekçidir. Duygularınızı kaygılarınızı yalın ve samimi şekilde ifade etmekten kaçınmayın. Özellikle salgın nedeniyle yaşanan sosyal mesafenin uygulandığı bu günlerde mekânsal olarak yakın olmasanız da ilişkilerinizi sesli yazılı ya da görüntülü iletişimle sürdürmeye devam edebilirsiniz.
Ø Psikolojik sağlamlığın en temel öğelerinden biride umuttur. Kaygıyla baş başa kaldığınızda bu durumun yakında biteceğini düşünün ve umut edin. Bu umut aynı zamanda sizi değişim için harekete geçirecek itici bir güçtür.
Ø Tüm bunlara rağmen hala olumsuzluklar öne çıkıyor, kaygılı duygularınızla baş etmekte zorlanıyorsanız vakit kaybetmeden profesyonel destek alın.
Kaynak: https://lifeclubapp.com/blog/mentalsaglik/psikolojiksaglamlikpsikolojiksaglamliknedi